Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. . 18. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. . Heybetli ve gururlu duruyor. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Yamaçlarda üzüm bağları. Tepede bir tapınak. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. . Regensburg’da. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Orada bir heykel. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. ",. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Biraz ileride büyükçe bir alan. Hepsi de küçük ve sevimli. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Her şey tablo gibi. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. . Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Büyük bir Yunan tapınağı. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Kendine vadiler açıyor. Sağ, sol eski yapı. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Ludwig’in kalıtı. Sislerin ardında güneş. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in.

Tuna kıyısında bir gün...

O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Heybetli ve gururlu duruyor. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. . Her şey tablo gibi. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. ",. Sislerin ardında güneş. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Ludwig’in kalıtı. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. 18. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Biraz ileride büyükçe bir alan. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. . Orada bir heykel. Hepsi de küçük ve sevimli. Tepede bir tapınak. . Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Büyük bir Yunan tapınağı. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Yamaçlarda üzüm bağları. Sağ, sol eski yapı. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Regensburg’da. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Kendine vadiler açıyor. . Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor.